USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Politika

DÜZGÜN’DEN SİGARA FABRİKASI ÇIKIŞI

DÜZGÜN’DEN SİGARA FABRİKASI ÇIKIŞI
07-05-2013 09:59
Google News

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın, ``Bizim milli içkimiz ayrandır`` sözlerine, Tokat Milletvekili Dr. Orhan Düzgün yanıt verdi, ``Hiçbir sarhoş iki milyar dolarlık tekeli, üç yüz milyon dolara satmazdı`` dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın, ``Bizim milli içkimiz ayrandır`` sözlerine, Tokat Milletvekili Dr. Orhan Düzgün, yanıt verdi .Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın, ``Bizim milli içkimiz ayrandır`` sözlerine, Tokat Milletvekili Dr. Orhan Düzgün,yanıt verdi, ``Hiçbir sarhoş iki milyar dolarlık tekeli, üç yüz milyon dolara satmazdı`` dedi. Düzgün, Başbakanın açılım konusunda hiç konuşmadığını, gündemi değiştirmek için ayran, yoğurt, cacık işlerinin başbakanı kurtaracak gibi görünmediğini, açılım sürecini de PKK’nın yönettiğini kaydetti.

Milletvekili Dr. Orhan Düzgün, Başbakan Erdoğan’ın ``bizim milli içkimiz ayrandır`` sözlerinin arka planını Yakınplan Tv ye değerlendirdi.

Düzgün`ün değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi;

``Öncelikle tütün alkol piyasası kanununu izleyen vekillerden biri de benim. Devletin resmi rakamları bu kurumun önce ilk özelleştirmesi 290 milyon dolardı. Daha sonra İngilizlere 920 milyon dolardı. Daha sonra ABD`ye bu sırayı karıştırabiliyolabilirim. Twetterda yazdım, bir insan bu kadar malı bu fiyata satmış olması sarhoşken bile mümkün değil. AKP`nin politikaları açısından çok önemli. Twetter da AK Kulis bana şöyle bir yorum yazdı, ``siz o kadar çok içiyorsunuz ki artık bu genlerinize işledi, ne yaptığınızı bilmiyorsunuz`` diye hakaretvari sözcükler kullandılar. Burada söyleyemeyeceğim tarzda. Ben de onlara bu rakamların devletin rakamları olduğunu yazdım. Ben AKP`liler gibi dava açmayı doğru bulmuyorum.

AKP ne kadar yanlış yaparsa yapsın dönüp, ben yanlış yaptım demiyor. Halâ bizi suçlamaya devam ediyor. Bu klasik politikaları. Halbuki kendi yanlışını görüp özür dilemesi bir erdemdir. AKP maalesef bu erdemden mahrum bir parti.

Başbakan milli içeceğimizin ayran olduğunu söylüyor. Bunun bir gündem değiştirme taktiği olduğunu artık bütün Türkiye biliyor. Fakat Türkiye`de gözden kaçan bir şey var. Son 20 - 25 günlük süreçte sayın Başbakan açılım ile ilgili bir tek bir şey söylemiyor. Sürekli yanında kurmaylığını yapan Arınç’tır, Bozdağ`dır. Aslında Başbakan içine düştüğü durumun ne kadar vahim olduğunun farkında. Geri dönülmez bir yola girdiğinin farkında. Süreci PKK`nın kontrol ettiğinin de farkında. Konuştuğu her cümlenin kendisi ve partisinin aleyhinde olduğunu çok iyi görüyor. Açıkladığı anketlerin doğru olmadığını kendisi çok iyi biliyor. 

Geçen gün beni Tokat`tan muhtarlar ziyaret ettiler. Muhtarlardan biri aynen şöyle söyledi: ``Bizim köyümüzde yüzde 80 oy alıyordu AKP, şu anda yüzde 40`ın altına düştüler.`` dedi. Köylü AKP`nin politikasından şikayet etmeye başladı. Geçen ilginç bir ankette açılıma verilen destek sadece yüzde 8. BDP`nin oyuyla işte. Biz şunu çok iyi biliyoruz ki kulislerde AKP`li milletvekilleri açılım ile ilgili Güneydoğu’da hiç oy alamayacaklarını söylüyorlar. Yani AKP kendi tabanını ikna çabası içinde. Başbakan il ve ilçe başkanlarını toplayıp hepsini fırçaladı. Açılım ile ilgili çalışmıyorsunuz diye fırçaladı. Başkanlık sistemi için BDP ile ittifak içinde. Bu ülkede AKP`ye oy veren vatandaşların çok büyük bir kısmı bu çözümü kabullenmiyorlar. Başbakan’ın konuşmaması bunun açık bir nedenidir. Daha fazla kendini yıpratmak istemiyor. Onun yerine başkalarını kullanıyor.

Ayran işleri, yoğurt işleri, cacık işleri Başbakan’ı kurtaracak gibi gözükmüyor. Başbakan ayran içinde boğulacak gibi sanki, ayran biraz ekşidi gibi. Karayılan da net konuştu: “Bizim istediğimiz gibi bir Anayasa yapmazsanız, Apo`yu özgür bırakmazsanız biz bu savaşa devam ederiz.” dedi. ``Silahlarımız elimizde, silahlarımızı bırakmadık.” dedi. Açılımın kritik süreci zsüreci bugünden sonra başlıyor. Çünkü bu zamana kadar topluma aaa bakın barış gelecek diye konuşuldu. Şimdi PKK`nın taleplerinin karşılanması dönemine gelindi. Bundan sonra Başbakan’ın sesi daha da kısılacaktır. Bu talepleri yenine getirecek desteği kendi tabanından bulamıyor. Akil adamlar her gittikleri ilden kovalanıyorlar. O iş de tutmadı. Önümüzdeki süreçte Türk siyasi hareketinin çok daha hareketli geçeceğini söyleyebilirim. Bu sürecin AKP`yi daha çok hırpalayacağını düşünüyorum. Bir dönem AKP`nin oyları düşmüydiye sahte anketler salındı. Sonuçta onlar da halkın içine gidip halkın tavrını görüyorlar.

Başından beri CHP olarak tavrımız aynı. Eğer bir şey yapacaksak vatandaş ile yapalım. Biz barışa karşı değiliz tam tersi barışı en çok biz istiyoruz. Ama AKP`nin gittiği yol çıkmaz yoldur. Bence Türkler ve Kürtler adına heba edilmiş bir süredir diye düşünüyorum. Umut ederim ki geri dönmeyi düşünürler. 

Başbakan kendi kibrini yenip bizim genel başkanımız kendisine gittiğinde, “hadi gelin taşın altına beraber koyalım`` dediğinde anlaşılsaydı, süreç buralara gelmeyebilirdi. Dağdaki Karayılan gördü, ``CHP`siz olmaz`` dedi. Ama Başbakan bunu göremedi. Her şeyi ben yaparım, her şeyi ben bilirim mantığı ile davrandı. Bugün bu sürece geldik. İnsanları kandırarak bunu yapamayız. Bakın Avrupa parlamentosu PKK`yı terör örgütü olmaktan çıkaran bir karar aldı. Başbakan seçim meydanlarında ``PKK ile görüşen şerefsizdir`` diye bağırıyordu, arkasından ``devlet görüşüyor`` dedi. En sonunda dedi ki ``Apo`ya televizyonu da ben gönderdim, jimnastik yapmasına da ben izin verdim.”

Avrupa parlamentosu neden böyle bir karar aldı ona bakmak lazım. Eğer siz iç politikada oyunuzu artırmak için, ``ben görüşmüyorum devlet görüşüyor`` derseniz , Avrupalılar da size sorar o zaman siz niye görüşüyorsunuz? Demek ki bu adamlar terörist değil, ben de bunları terör listesinden çıkarırım, dedi. Oturup pazarlık yaptığınız bir örgütle neden Avrupalı düşman olsun? Onlar da bunu gördü. Siyasette şov yapmanın dış siyasete nasıl yansıdığını da böylece görmüş olduk.

Geçmiş hükümetler PKK`yı terör listelerine aldırabilmek için gece gündüzlerini birbirine katmışlardı. Başbakan`ın siyasette yaptığı yanlış bütün bu emekleri de heba etmiş oldu. Bakın gözlerden kaçan bir şey daha var. BDP`li Pervin Buldan bir açıklama yaptı, ``biz savaş tazminatı isteyeceğiz`` dedi. Yarın bugüne kadar öldürülen bütün PKK militanları için devlet tazminat ödemek zorunda kalırsa bunun tek sorumlusu Başbakan ve AKP hükümetidir. 

Rol başından beri çizilmiş ve Başbakan o rolü oynamaktan başka bir şey yapmadı. Süreç tamamen örgütün kontrolüne geçti. Bu sızdırıldı denilen tutanakların açıklanma sebebi de buydu. AKP adına gemiler yakıldıada. AKP`nin geri dönüş yolu kapatıldı. Şimdi örgüt nereye derse iktidaraya gitmek zorunda. Kötü olan şey iktidar yanlış yaptı diye seviniydeğiliz. Türkiye`deki barışa vurulmuş bir darbe olarak düşünüyoruz. Aslında bu gelişmelerden ötürü biz iktidardan daha çok üzgünüz. 

Bir süre önce Barzani`nin Türkiye ile gurur duyduğu söylenmişti. Buradan Barzani ile iktidarıntak bir iş yapacağının sinyalleriydi ki hepimiz biliyorduk. Senaryoyu yazanlar ona da bir rol verdiler. Geçenlerde bir açıklama yaptı Barzani. Bütün Kürt unsurların, Suriye, İran, Irak ve Türkiye`deki Kürtlerintak bir parlamento yapması gerekir dediğini unutmayalım. Senaryoyu yazanlar İran`daki nükleer bomba sürecini hesaplamışlardı. Ama bu süreci iyi hesaplanmadığında bir yıl erkenden hareket ettiler ve bu süreç Türkiye`de bir yıl erkene alındı. Bu da İran`ı vurma projelerinin tutması için yapıldı. Bu da sindire sindire götürülecek süreci sindiremez bir duruma getirdi. CHP olarak ülkede ve bölgemizde çıkacak bir savaş durumunu istemediğimizi belirtiyoruz.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
E-GAZETE TÜMÜ
aydem
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
TAKIMOPuanAV.
1Galatasaray3699+65
2Fenerbahçe3693+61
3Trabzonspor3661+16
4Başakşehir FK3658+11
5Beşiktaş3655+6
6Kasımpaşa3652-4
7Alanyaspor3650+3
8Çaykur Rizespor3649-8
9Sivasspor3648-10
10Antalyaspor3645-6
11Adana Demirspor3644-2
12Samsunspor3642-8
13Kayserispor3641-12
14Konyaspor3640-11
15MKE Ankaragücü3639-4
16Gaziantep FK3638-10
17Fatih Karagümrük3637-3
18Hatayspor3637-9
19Pendikspor3636-30
20İstanbulspor3616-45